29 Ekim 2017 Pazar

Bipolar

 Dalga halinde ilerleyen bir ruh hali, bazen bunalım bazen evin neşesi. Acaba hangisi gerçeği? Dışından bakınca dalgaları görebiliyorsun, ama içine girince deriniği gözünü korkutuyor kaçıyorsun.İç dünyama hoş geldin.
 Burası biraz karanlık. Biraz nemli. Güneşli bir günde, güneşten daha parlakken, bazen geceyi bile aydınlık bırakacak kadar karanlık. Peki ne zaman günlerin hepsi sıradan olacak?
 Ya da her şey normalleşince.. Bilen varsa aydınlatsın.

18 Ekim 2017 Çarşamba

Günün Şarkısı


İç Hesaplaşma

Prensesime,
İçine girdiğinden beri hayatım daha renkli bir hal aldı. Artık yokluğun düşünülemez bir durum. Hatta durun! Işık hızından bile daha hızlı akıp giden hayatta ayak uydurmak adına birbirimize ettiğimiz eziyetler.. Bir gün bitecekler.. Belki biraz daha anlayışlı olmak, karşılıklı. Zor ama olacak. Aşılacak bütün zorluklar el ele tutuştukça.

Doyumsuz

En yoğun duygu nedir? Aşk ? Nefret? Sevgi? Korku? Hangisi?
Çaresizlik.
En yoğun duygu çaresizliktir.

27 Eylül 2017 Çarşamba

Son Söz

Whenever I'm alone with you
You make me feel like I am home again
Whenever I'm alone with you
You make me feel like I am whole again

Whenever I'm alone with you
You make me feel like I am young again
Whenever I'm alone with you
You make me feel like I am fun again

However far away
I will always love you
However long I stay
I will always love you
Whatever words I say
I will always love you
I will always love you

(Fly me to the moon)

Whenever I'm alone with you
You make me feel like I am free again
Whenever I'm alone with you
You make me feel like I am clean again

However far away
I will always love you
However long I stay
I will always love you
Whatever words I say
I will always love you
I will always love you

Baştan kaybedeceğini bildiğin savaşa gözün kapalı girmektir aşk. Her şey için teşekkürler..

F.R.I.E.N.D.S

En sevdiğim dizinin en sevmediğim bölümünde gibiyim. Bırakma seçeneğim yok, sevme seçeneğim ise ondan bir birim uzaklıkta.

Unicycle

Ben geldim. Dopdolu. Konsantre duygu yükü olarak geldim. Nasıl gideceğim bilmiyorum. Gidebilecek miyim onu da bilmiyorum.
Acaba toparlayan o muydu beni yoksa daha çok dağıtan mıydı? Sevmek neden bu kadar can acıtıyor?
Kendimle ilgili bir teorim var; yapayalnız büyüyen bir çocuk olarak içime kapandım, yaşadıklarım beni daha az güvenen bir insana dönüştürdü ve bütün bunları maskeleyip topluma ayak uydurmak adına o "toplum"un neşesi oluverdim! Bu yüzden etrafımda çok insan oldu, ve kendimi yakın hissettiklerime açıldıkça içimdeki karanlığı görüp birer birer kaçıverdiler!..
Hani yalnızlık Allah'a mahsustu? Öyleyse neden benim en yakın arkadaşım, can dostum yalnızlığım olmuştu? Peki ben neden hiç kimseye tam anlamıyla kendimi bırakamıyorum?
Depresyon üzerinde tek tekerlekli bisikletle gezdiğim bir ip oluverdi. Her an düşebilirim. Düşersem ne olacağı meçhul, düşmeyeceğimin garantisi yok. Sahi bizi bu hale ne getirdi?

2 Mayıs 2017 Salı

Pain in the Ass

Bir prensesi yıpratmanın bedeli nedir?

Günün Şarkısı


Güç Savaşı

İnsanı güçlendiren, varlığını hissettiren şeylerin çoğu genelde acı verici şeylerdir. Kötü tecrübeler, depresyon ve nicesi.. Belki de sadece yoğun olanlar. Çünkü mutlu olduğumuzda sadece o ana odaklanırken, mutsuz olduğumuzda bize acı veren gelmş geçmiş her şey aynı anda kapıda bekler.
Neden acı bizi güçlendirir? Acaba güçlendiğimizi sandığımız şey kabuk bağlayan yaralar veya nasır tutan yaralar mıdır? Acaba en dipte olduğumuz için ve artık kaybedecek bir şeyimiz kalmadığı için elimizden gelenin en iyisini mi yapıyoruz? O zaman başarılı insanlar mutlu değil mi yoksa mutluluklarıyla ilgili yalan mı söylüyorlar? Neden bu giz?
Güçlü olmak için nelerden feragat etmek gerekir?

12 Nisan 2017 Çarşamba

Mektubu Yak Ve Kaç!

Yazdığım şeyleri geri dönüp okursam, kendime üzülür, acır veya kızarım. O yüzden sadece yazıp kaçıyorum. Okurken üstünde saatlerce derin anlam aramanın bir alemi yok. Yani bunlar yazıldıktan sonra imha edilmesi gereken mektuplar. O yüzden sadece 2 kişi biliyor bir genç kızın gizli defterini.

03:10'da Gelen Panik Atak

Duygularını yöneten değil, duyguları tarafından yönetilen insanların yaşadığı hazin bir hayat ve can acısı. Merhaba, bu benim. Bunun genetik mi çevresel mi olduğunu kendimi bildim bileli düşünüyorum. Bana kattığı binlerce güzel tecrübenin yanında yaşattığı bir o kadar da kabusun açtığı derin yaraları sarmaya uğraşırken aynı kısır döngünün içinde kendimle savaşıyorum. Ben kendimi bildim bileli bu savaş var ve olmaya devam edecek. Şu an yaptığım ateşkes beni rahatlatmış olsa da rahata alıştırmaycağından adım gibi eminim.
Peki bu kadar keyifliyken birden içime çöken acının temel sebebi ne? Sanki kapanmayan yaranın kabuğunu kopartıp kopartıp iyileştirme sürecini uzatmak gibi. Peki yıllardır açık olan bu yara ne zaman kapanacak?

8 Nisan 2017 Cumartesi

Tümör

İçimden bir şeyler yazmak geliyor, ancak ne yazacağıma dair bir fikrim yok. Taslak açık, ekran yüzümü aydınlatıyor. Ben düşünüyorum. Düşündüklerimi buraya yazamam.. Henüz ben bile bunları düşünmeye hazır değilim bir de nereye yazayım? Öylece yüzleşemem.

Anın Şarkısı


5 Nisan 2017 Çarşamba

Günün Şarkısı

Prenses

Merhaba, bugün gündüz gibi geliyorum, artık hayatıma sızan bir ışık var. Black-out perdemden bile geçebilen bir ışık. Öyle bir ışık ki bana aidiyet hissi verirken; özgürlüğüme de dokunmayıp, bana hayatı hissettiren bir ışık.
Bugün biraz daha iyiyim. Her gün biraz daha iyiyim. Işığım hayatıma girdiğinden beri çok iyiyim. Yeteneklerimin keşfine varıyorum, güzelliğimi görüyorum. Ellerim güzelmiş mesela. Dudaklarım.. Gözlerim.. Saçlarımda biten 2 adet beyaz da güzelmiş. Adım ne kadar güzelmiş. Daha önce hiç bu kadar hoş tınısı olduğunu duymamıştım. Kaprislerim bile çekilirmiş. Kendimle savaşım da aslında ateşkesle sonuçlanabilirmiş. Gözlerimde yeşil varmış. Bir keresinde kırmızı rengi sevmişim.
O da beni sevmiş.

19 Mart 2017 Pazar

Günün Şarkısı


Düzen Tarifi

Bu aralar kendimi çok iyi hissediyorum. İşlerimi yavaş yavaş yoluna koyuyorum ve biraz daha az düşünüp, daha az endişelenmeye başladım. Hayatı artık kale almıyorum.
Şimdi paragrafı baştan okuyunca depresyon skalasının minör kısmına kaydığımı fark ettim. Farkındayım en azından hala depresyonda olduğumun. Yazı yazmayı çok özlüyorum, keşke biraz daha fırsatım olsa da kendimi açabilsem. her bir post benim için ertesi gün hamlanmış bir beyin demek. Düzen ne zaman gelecek?

8 Mart 2017 Çarşamba

Şaman Tanıdığı Olan Var Mı?

Az önceki ruh irini akıtma seansından sonra, biraz daha iç açıcı şeyler konuşmaya karar verdim. Kimseye bahsetmediğim hayallerimden çıtlatabilirim. (Her şeyi anlattı.)
Bazen, içimde başka bir yerde olmalııymışım hissi doğuveriyor ve ishal krampı gibi terletiyor. Belki otobüste giderken, belki evde film izlerken, müzik dinlerken. Ve hep ait olduğum yeri düşünürken içim sıcacık oluyor. Neresi olduğunu bulmam çok zaman almadı ama şaşırttı. Spesifik bir yer var, ama ben ruhumun bir sırt çantasına sahip olduğunu düşünüyorum. Acaba bu konuda korkusuz olma sebebim ruhumun bir gezgin olması mı? Her gün kalkıp aynı şeyleri yapmak ruhen köreltse de kendi kendine gelen "Şu anda olmam gereken yer burası değil, bir amacım var ve ona gitmem gerek" hissi garip bir heyecan ve yaşama isteği veriyor bana. Ama geçtiğimiz 4 sene içinde ruhumu o kadar zedeledim ki hala toparlanma aşamasındayım. Ve hayatımdaki en motive edici his bu.
Sanırım önce ruhumu tedavi etmem gerek.

Ertelenen Psikolog Randevusu

Kafamda sorular tekrar yeşillenmeye başladı. Artık geceleri kabus görüyorum ve kendimden nefret ediyorum. Anksiyetem dorukta. Kimseyle konuşmak istemiyorum. Kendimi olmadığım biri gibi görmekten ve göstermekten sıkıldım.
Merhaba bu benim ve burası benim aforizma saçmaladığım bir text kutusu.
Benim dünyam, bazen ani zeka atakları, bazen muhteşem ikili ilişkiler ve çoğu zaman saçmalıklarla dolu. Kendimi hiçbir zaman bir yere ait hissetmedim. Kafamdaki sorulardan en eskisi de bu. Eğer benimle arkadaşsanız veya bir dönem arkadaş olduysanız bilirsiniz ki o sıcak kanlı arkadaş canlısı görüntünün altında hep bir karamsar ve obsesif canavar saklanır. Eğer aklı başında bir arkadaşsanız arkanıza bakmadan kaçarsınız.
Neden şimdi bunu yazıyorum. Haftalardır yaşadığım stres artık büyük bir aşamaya geçti ve düşünmek istemediğim şeyler düşünmeye başladım. Kendimden korkuyorum.

Ayın Şarkısı


27 Ocak 2017 Cuma

17 Ocak 2017 Salı

Günaydın

Az önce dizginlenemez bir insan olduğumu farkettim. Israrla bana dayatılanı reddediyor, kendi kararlarım doğrultusunda ilerliyorum. Aslında bunu farketmeye başladığım zaman biraz daha eskiye dayanıyor, ama ben onu depresyonun yarattığı vurdumduymazlık etkisi olduğunu düşünmüştüm. Şimdi anlıyorum ki aslında ben ne kadar kendimi kapatırsam kapatayım, benliğimden koptuğumu hissettiğim en dip anda bile ben burnunun dikine giden inatçının tekiyim. Resmen vurdumduymazlıkla karıştırdığım şey benim karakterimin en belirgin özelliği; özgürlük ihtiyacım! Ve bundan vazgeçmemek adına kalkan yaptığım inatçılığım. Peki bunu sabahın 5:47'inde aymamın sebebi günün aymaması olabilir mi?

16 Ocak 2017 Pazartesi

Esas Günün Şarkısı: Moddi Geliyor!!


Is Knowledge Really Great?

Bu bir reklam sloganı "Knowledge is Great". Ne reklamı olduğu biraz arama motorları kurcalanırsa bulunabilir. Ben biraz daha "Ignorance is bliss" taraftarıyım. Ne kadar az şey biliyor olursak o kadar mutluyuz. Sanırım o yüzden mutluluğum hiçbir zaman Sims çubukları gibi yemyeşil olmuyor.
En azından kendi kendini mutlu edebilecek yeterlilikte bir insanım. Sanırım.

Günün Şarkısı (Bonus)


15 Ocak 2017 Pazar

Kabuki Fırça

Bazen bir kabuksunuzdur. İçinde mevsimler yaşanan, fırtınalar kopan. Bazen o içinizde çıkan yangın yakar parmak uçlarınıza kadar. Kabuğunuz o kadar sertleşmiştir ki dışarı asla yansımaz. Sadece siz hissedersiniz birden içtiğiniz kaynar çayın içiniz yakmasi gibi verdiği acıyı. Ne oldu peki? Neydi o acı veren? Neydi sizi herşeyden koparıp kabuk bağlatan? Artık bir önemi yok. Olan oldu. Yapılacak tek şey bu kabukla yaşamayı öğrenip içten içe kurumayı ve yok olmayı kabullenmek. Belki de bu kadar kolay pes etmemeli. Bilmiyorsun nasıl kurtulacağını ve içinde kopan fırtınalar seni tahrip ederken çürüyorsun bir yanda. Kurtulman gerek. O an ne zaman ve ne zaman doğru an? Bunun bir önemi yok inan. Daha fazla bekleme sadece kurtulman gerektiğini hissettiğin an. Elinden geleni yap. Dışarı çık. Asla kendinle uzun süre başbaşa kalma. Koş. Oku. Yaz. Belki kabuğu kıracak kadar güçlü değilsin. Ama yine de ondan çıkabilirsin. Çünkü o kabuğu yapan da sensin.

13 Ocak 2017 Cuma

Göktaşı

Bugün kendimi biraz ölecekmiş gibi hissediyorum. Neden bir süredir böyle hissediyorum. Sanırım birazcık ilgiye ihtiyacım var.

Günün Şarkısı