27 Haziran 2019 Perşembe

Özlediğimiz Şeylerin Anısına

Bugün arkadaşımla alışveriş merkezinde yürürken azılı düşmanımı gördüm. Bütün lise bizim birbirimizi sevmediğimizi bilirdi. Bir sebebi vardı ama sanki daha çok sebepler yattı altına. Kız sınıfın en güzel kızıydı. Bugün gördüğümde de güzelliğinden bir şey kaybetmemiş olduğunu fark ettim.
Peki ben? Yıllar bana ne getirdi ve neleri götürdü?
Lise bittiğinden beri 8 sene oluyor. Üniversiteyi geçtiğimiz eylül ayında bitirdim. 25 kilo aldım. Sanki o zamanlar daha bakımlıydım. Gençliğimden bahsetmiyorum. O zaten gitti 26'ya 3 ayım kaldı. Tayt ve Rolling Stones tişörtüm Nike Air Forcelarımla ve VANS çantamla, liseden pek mezun olmuş gibi gözükmüyorum. ama 95 kilo halimle liselilerin teyze diyeceği bir görünüme sahibim.
Fiziksel özelliklerde sıçtım peki kariyer olarak?
O, yurt dışına defalarca çıktı liseden sonra. New York'a gitti ilk önce. Sonra Berlin'e. Belki daha bilmediğim bir çok yere. Sonra da benim çalışmayı planladığım büyük bir teknoloji firmasında işe girdi.
Benim ise götümde pireler uçuşuyordu. Maddi imkanlarım olmadı önce, imkanım oldu sağlık problemleri oldu. Hiç denk gelemedik yurt dışıyla. 10 yıllık pasaportumun süresi dolacak 2 sene içinde ama ben sadece fotoğraflara bakıyorum. İş gelecek olursak... Okulu dondurduğum sene bir çok fırsatım oldu ancak okula gitmediğim için hep bu fırsatları kaçırdım. 3 ay öncesine kadar iş kovalayıp, köşelerde ağlıyordum. Ufak tefek işler kovalarken babam dayanamadı ve bana bir iş ayarladı. İş kötü mü? Asla. Kariyer hedeflerimle çok alakalı olmasa da kendimi geliştirirsem. İstediğim hayatı yaşayabileceğim bir iş. Ama yine de hayaller, hayatlar..
Sonuç olarak  hayat bazılarımıza iyi davranırken bazılarımızı feleğin çemberinde zıplatmakta. Ancak sıramız her zaman değişiyor. Sadece isterdim ki biri de bana "Oha ne kadar güzelleşmiş şu karizmaya bak çok havalı!" diyecek kadar hayran olsa.


Ne kadar eziğim :(

Günün Şarkısı


Çaribonuma

Merhaba güzelim,
Bunu sana buradan açık mektup olarak yazıyorum. Tam da bu anda 2 Kasım 2018 saat 00:53'te. Çünkü kendimi şu an hazır hissediyorum. İlişkimizde aştığımız önemli bütün anlardan ziyade,  şu an hislerimi daha net açıklayabileceğimi biliyorum. Sana seni nasıl gördüğümü gösteremem ama hissettirebilirim.
Sen, benim hayattaki her şeyden nefret ettiğim bir günde çıktın karşıma. Renklerin en solgun olduğu günde. Şarkıların melodisiz, yemeklerin tatsız, insanların sevgisiz olduğu bir günde. Her şeyin saçmalıklar daniskası olduğunda ansızın çıktın. Önce bir insandın sadece, sonra fikir oldun. Sonra da aşk.
Seninle tanıştığım ilk dakikadan itibaren bana güven verdin.